Milano
MİLANO
Herkese merhabalar! İlk yazımda siz değerli okuyucularımın karşısına çıkıyorum. Öncelikle birkaç yıldır aklımda olan tecrübelerimi yazıya dökme konusunda güzel bir adım attığım için mutlu ve heyecanlıyım. Bir hayalimi daha gerçeğe dönüştürme gururunu yaşarken diğer yandan sizlere bu ve bundan sonraki tüm yazılarımda sizler okuduktan sonra sizlere bir fayda sağlamak benim en büyük amacım olacak. Öyleyse lafı daha çok uzatmadan asıl konumuza yani gezi tecrübelerime dönmek istiyorum.
13 Ağustos 2017 tarihinde 1 saat 55 dakikalık bir uçuşun ardından İstanbul-Bergamo yolculuğumu tamamladım. Bergamo Milano’ya 45 kilometrelik uzaklıkta bulunan küçük bir İtalyan şehri. Buradan 5 Euro ücretle Milano şehir merkezine olan otobüs seferleri bulunmaktadır.
Otobüsten indim ve farklı bir ülkede farklı bir dilde konuşan insanların verdiği heyecanı yaşamaya başladım.
Milano’ya geliş amacınız sizin burada neler yapabileceğiniz konusunda büyük rol oynuyor aslında. Eğer normal bi turist gibi gelmiş ve meşhur sokaklarında gezmek, tarihi yapılarına gitmek istiyorsanız bu konuda biraz kısıtlı imkanları olan bir şehir. Daha çok moda, giyim ve alışveriş üzerine dayanan bir şehir. Ve elbette neredeyse tüm insanları birbiriyle şıklık yarışı içerisindeler. Çünkü burası modanın başkenti 🙂
Görülmeye değer yerleri olarak Milano Centrale, Galeria ve Duomo Meydanında bulunan Duoma kilisesi geliyor.
Öncelikle Stazione Centrale yani Milano Ana Tren İstasyonu’na değinmek istiyorum. Mussolini döneminde yapılmış olan bu istasyon dünyanın en büyük tren istasyonlarından birisi ve birçok yere bağlantı noktası bulunmakta. İstasyonun önünde gündüzleri insanların selfie çubuğu vs eşyalar sattığı geceleri ise evsiz insanların önünde konaklama amacıyla kullandığı bir yer. Eğer istasyon önünde geceyi geçirmek isteyen varsa korkmasın çünkü askerler önünde 24 saat nöbet tutuyor. Eğer tren biletiniz varsa istasyon içinde konaklayabiliyorsunuz.
Galeria Vittorio Emanuele II şehrin bir diğer ilgi çeken noktalarından birisi. Bana kalırsa Kapalıçarşıyla aynı diyebilirim. Tek fark motifler ve süslemelerin Avrupa tarzında yapılmış olmasıyla beraber içinde bulunan mağazaların dünyaca ünlü markalar olması.
Son olarak şehrin tam anlamıyla simgesi olan Duomo di Milano’dan bahsetmek istiyorum. Yapımı tam 519 yıl süren, üzerinde 3500 heykel bulunan bu Katedral ülkenin en büyük 2. Katedrali. (1.si ise Vatikan’da bulunuyor). Duomo meydanından birkaç sokak uzaklaştığınızda ara sokakta ünlü ressam Leonardo da Vinci’nin heykelini bulabilirsiniz.
Evet arkadaşlar ilk yazımın sonuna geldik. Umarım yazımı beğenmişsinizdir. Bir sonraki durağımız Roma olacak. Tekrar görüşene kadar kendinize iyi bakın..